Ailede bile gerekirse bir maske ile oturun

0

Sekizinci ayda Türkiye koronavirüs salgını, ağır hasta sayısı ve yeni tedbirlerle gelen karar ile hızla yükselmeye devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Prof.Dr. Virüsün bulaşması arttı, ancak ölümcüllüğü azalmadı. Salgının ilk aylarında testi pozitif çıkan herkesi hastaneye kaldırıyorduk ve aynı anda birçok hastayı taburcu edebiliyorduk. Şu anda, testi pozitif olan ancak semptomu olmayanlar evde tedavi edilmektedir. Hastanede yattığımız hastalar ciddi sağlık sorunları, şeker hastalığı, hipertansiyon, böbrek hastalığı veya başka bir kronik hastalığı olan risk grubundaki hastalardır. Ne yazık ki tedavileri daha uzun sürüyor. Yoğun bakım ünitelerimizde oldukça fazla sayıda hasta var. Bugün itibarıyla yoğun bakım ünitemizdeki doluluk oranı Nisan ayı doluluk oranını aştı. Hizmetlerimiz de hızla doluyor ”.

“OUTBREAK HASTANIN TEDAVİSİ İLE BİTMEZ”

Prof.Dr.Gönen, salgının hastaları tedavi ederek sona erdirilemeyeceğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Sahadaki kontaminasyonu en aza indirmeliyiz. Bunun için ek önlemler çok gereklidir. Oldukça fazla sayıda evsel kirletici ile karşılaşıyoruz. Yine sosyalleştirilmiş ortamlarda, kafelerde, restoranlarda ve arkadaşlıklarda yemeklerin daha yaygın olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, bu bulaşma oranını iki hafta boyunca düşürmemiz gerekiyor. Kimseyle görüşülmemeli, mümkünse telefon görüşmesi yapılmalıdır. Ailede bile gerekirse maske ile oturalım. Bu iki hafta çok önemli. Aksi takdirde hem şehir hem de ülke olarak daha ciddi bir sorunumuz olacağını düşünüyorum. Neden iki hafta diyorum? Çünkü bulaşma hızı bu şekilde devam ederse bir hafta içinde pozitif hasta sayısı artmakta ve ardından bir hafta içinde yoğun bakım ünitelerindeki sayı artmaktadır. Yoğun bakım ünitelerimiz kilitlenmemelidir. Sağlık sisteminin kilitlenmemesi için yoğun bakıma giden hasta sayısını ve yatan hasta sayısını en aza indirmemiz gerekiyor. Şu anda kapasite ile ilgili bir sorun yok, ancak bu yoğunlukta giderse, iki hafta sonra daha birçok önlem almamız gerekecek. “

“ÇOCUK HASTALAR NİSAN’A KADAR ÇOK FAZLA”

Salgının bu ikinci pik döneminde çocuk hastalarda artış olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gönen, “Çocuk kliniğindeki hocalarımızdan aldığımız bilgilere bakarsak daha çok çocuk covid vakası görüyoruz. 19 Nisan’da gördüğümüzden. O dönemde çocuk yoğun bakım ünitelerimizde neredeyse hiç hasta yoktu. Şu anda, covid-19’lu çocukların önemli bir kısmı da yoğun bakım ünitemizde uyuyor. O zaman hiç görmediğimiz kadar çok çocuk hastayla karşı karşıyayız. Bu yine virüsün bulaşma oranının artması ve ev içi bulaşmanın yayılması ile ilgilidir. “

“AŞI BİTTİĞİNDEN ÖNERİLMEK İÇİN ÇOK ERKEN ÖNERİLECEK”

Aşı ile ilgili umut verici gelişmelere değinen Prof.Dr.Gönen, aşının geleceği için kayıtsız kalmanın çok tehlikeli olduğunu vurgulayarak, şu uyarılarda bulundu:

“Aşı ile ilgili elimizdeki veriler umut verici. Gerek ülkemizde gerekse dünyada Faz 3 çalışmaları sona yaklaşıyor. Biliyorsunuz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Çin (Sinovac) ve Alman (BioNTech) aşılarının Faz 3 çalışmalarına katıldık. Çin menşeli aşı için Faz 3 çalışmaları devam etmektedir. Aşıda 500 gönüllüye ulaştık. Alman menşeli aşının 3. Aşama aşısı bizde bitti. Bunu 60 gönüllü için yaptık. Sonuçları ilgili merkeze ilettik. Verileri değerlendirecek ve sonuçları açıklayacaklar. Ancak aşının toplumda gönül rahatlığı yaratmaması gerektiğini söylemeliyim, aşının gerçekleştirilip halk tarafından kullanıma girmesine en az 3 ay kaldı. Tamam, çalışmaların ara sonuçlarında başarı yüzde 90’ın üzerinde ilan edildi ama bu etki için antikor takibi de yapılmalı. Antikorun ne kadar süre kaldığı belirlenmelidir. Bunların hepsi biraz zaman alacak. Yani tahmini için 3 ay var. Bu nedenle 3 ay daha sıkı önlemlere devam etmeliyiz, kendi önlemlerimizi devam ettirmeliyiz. “

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir