“Ankara Batı Trakya üzerinden Yunan seçimlerine müdahale edebilir”

0
“Ankara Batı Trakya üzerinden Yunan seçimlerine müdahale edebilir”

Bir Türk siyasi analist, Yunanistan seçimlerine müdahale etme olasılığından bahsetti. Open TV’ye konuşan Yavuz Baydar, Ankara’nın Batı Trakya üzerinden Yunanistan seçimlerine müdahale etmeye çalışabileceğini doğrulayarak, bunun süper güçlerin hesapladığı bir şey olduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye’den saldırganlığın tırmanma olasılığına ilişkin olarak, özellikle Yunanistan’ın Türkiye’nin kırmızı çizgisi olan NATO’nun bir üyesi olmasıyla, tırmanmanın boyutunun sınırları olduğu için, tırmanışın olabileceğini ancak ihtiyatlı bir şekilde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan itiraf ediyor.

Aynı zamanda Türkiye seçimlerine ve Ankara’nın manipülasyon olasılığına da değindi.

Türkiye seçimlerinin en önemli ve hassas yönünün, sürekli organize suçla bağlantılı olmakla itham edilen Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kontrolünde olması olduğunu açıkladı.

Baydar, Erdoğan’ın sağ kolu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da seçim sonuçlarını etkilemeye çalışabileceğini sözlerine ekledi.

Son olarak Türk analist, Türkiye cumhurbaşkanının İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması hakkında söylediklerine ilişkin olarak, 14 Mayıs’ta yapılacak Türkiye seçimlerinin açıklanmasının ardından Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya adaylığının seçim sonrasına erteleneceğini söyledi.

Erdoğan’ın kazanacağını ve başka türden müzakerelerin olacağını, muhalefet kazanırsa Türk dış politikasında tamamen çıkmaza giren birçok sorunun büyük olasılıkla çözüleceğini söyledi.

Aynı zamanda, Türk Dışişleri Bakanlığı yeni bir provokasyonla Batı Trakya’daki sözde bir “Türk azınlık” için “haklı mücadele” iddiasında bulundu.

Özellikle, yayınlanan bir mesajda twitter Türk Dışişleri Bakanlığı hesabına “Türklük mücadelesi” ele alındı.

“Batı Trakya’dan gelen Batılı göçmenlerin 30 yılı aşkın süredir verdikleri Türklük mücadelesi bugün de ilk günkü kararlılıkla devam etmektedir. gurbetçi kardeşlerimizi yalnız bırakmayın.”

Bu arada Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Ankara’ya Türkiye’deki Rum azınlığı yok olmanın eşiğine getirme biçiminin hesabının sorulması gerektiğini söyleyerek yanıt verdi.

Türkiye, Trakya’daki Müslüman azınlığın haklarını ve refahını desteklemek için değil, başka amaçlara hizmet etmek için bir kez daha gerçekleri çarpıtıyor.

“Hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı konusunda son derece kötü bir sicile sahip bir ülke olan Türkiye, herkesin bildiği gibi, Yunanistan’dan ders almak yerine, İstanbul’daki Rum azınlığı nasıl ittiği konusunda uluslararası topluma karşı hala hesap vermiyor. doğaçlama (Türkçe: Gökçeada) ve Bozcaada (Bozcaada) yok olma eşiğinde.

Yunanistan, Kasım 1912 ile Eylül 1921 arasında Imvros ve Tenedos adalarını kurtarıp idare etmesine rağmen, Batılı güçler, Lozan Antlaşması’nı imzalayarak adaların yeni Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim edilmesi konusunda anlaştılar.

Lozan Antlaşması’na göre, adalar o zamanki Yunan çoğunluğunu barındıracak özerkliğe sahip olmalıdır.

Ancak 26 Haziran 1927’de “Medeni Kanun”un (Mahalli Idareler Kanunu) çıkarılmasından kısa bir süre sonra, İmvros ve Tenedos’taki Rum nüfusa tanınan haklar, Lozan Antlaşması’na aykırı olarak geri alındı.

Katillerin ve tecavüzcülerin barındığı Imvros adasına bir açık hapishane de inşa edildi ve adadaki Rumların birçoğunu Yunanistan’a ve yurtdışına kaçmaya zorladı.

Türkiye, Rum nüfusun azınlıkta kalması için Anadolu’dan iki adaya kolonist nakletti.

a İnsan Hakları İzleme Örgütü Raporda, Türk hükümetinin, Lozan Antlaşması ve uluslararası insan hakları hukuku ve sözleşmelerini ihlal ederek, Gökçeada ve Bozcaada’daki Yunan toplumunun haklarını reddettiği sonucuna varıldı.

Daha fazla oku: Erdoğan: Ayasofya’yı camiye dönüştürmek “ikinci bir düşüş”.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir