Art Of Love film incelemesi: Tembel bir akşamda kolay bir izleme

0
Art Of Love film incelemesi: Tembel bir akşamda kolay bir izleme

Aşk sanatı, Leonardo da Vinci'nin, Vincent van Gogh'un ya da Pablo Picasso'nun ilahi eserleri kadar güzel olabilir ama Türk yönetmen Rekay Karagöz'ün yönettiği film, bu tabloların aksine, yüzeyin altında biraz yüzeysel kalıyor. Otel, muhteşem İslam mimarisine sahip cennet gibi İstanbul'da ve süslü binaların genellikle anlaşılması zor bir hikayeye güzel bir arka plan oluşturduğu Prag'da yer almaktadır. Aşk sanatı bir soruyu gündeme getirir. Bu bir aşk hikayesi mi yoksa suç mu?

Karizmatik Allen (Esra Bilgiç'in oldukça gösterişli bir şekilde canlandırdığı), en güvenli galerilerin bazılarından tablolar çalan kötü şöhretli bir sanat hırsızının izini sürmek için Ozan (Osan Çakır) ile iş birliği yapan bir Interpol memurudur. Onu ortadan kaldırmaya çalışmak kolay değildir, ancak Allen onu, bir sanat eserini dikkatle alıp ortadan kaybolduğu soygunlardan biri sırasında keşfetmeyi başarır. Arabasına binmek üzereyken Allen onu bir anlığına görmeyi başardı. Ve ne kadar şok edici: Bu, bir zamanlar çıktığı ve derinden aşık olduğu adam olan Goni'dir (Berkan Sokulu tarafından Devil May Care tarzında yazılmıştır).

Hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolup kalbi kırıldığında aşkları paramparça oldu. Yıllar sonra, makul bir tesadüf eseri Allen onu galerinin dışında bir tabloyla kaçarken buldu. Aşk sanatı burada bocalıyor, hangi yöne dönmesi gerektiğini belirleyemiyor. Goni'nin yakışıklılığı ve hoş tavırları Allen'ı büyülemektedir ve onu hapse gönderme görevi ile ona olan sevgisi arasındaki çatışma onu gergin ve kafası karışmış hale getirmektedir.

Sanat koleksiyoncusu Faysal'ın (Fırat Tanış) çerçeveye girip senaryoyu karmaşık hale getirmesiyle olay örgüsü başka bir köşeye döner; ancak senaryo tam olarak paketlenmemiştir. Yalnızca 90 dakika kadar süren filmi sessiz bir akşamda izlemek kolay olabilir. Ancak bunun ötesinde, altta yatan bir derinlik ve daha az karmaşık olabilecek bir hikaye için yalvaran oldukça yüzeysel bir çalışma gibi geliyor. Evet, çekici insanlar ve harika yerler biraz artı olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir