Erdoğan’ın dış politikasının odak noktası iç politika etrafında dönüyor.

0
Erdoğan’ın dış politikasının odak noktası iç politika etrafında dönüyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, etkileyici seçim zaferi ve hem kurnaz bir haini hem de aranan bir süperstarı canlandırdığı bir NATO zirvesinin ardından, Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında bir muhatap statüsünü sergilemek ve aynı zamanda ülke ekonomisini ayakta tutmak için iş yapmak amacıyla geçen hafta Basra Körfezi’nin zengin ülkelerine gitti.

Ancak Erdoğan’ın 28 Mayıs’ta yeniden seçilmesinin, bu ayın başlarında Vilnius’ta kazandığı zaferlerin ve Körfez’in parasının bir sonraki hedefine ulaşmak için yeterli olup olmayacağı belirsizliğini koruyor: önümüzdeki Mart belediye seçimlerinde İstanbul’u muhalefetten geri almak için demografik eğilimleri ve ciddi ekonomik sorunları tersine çevirmek.

Şu anda Erdoğan, birçok kişinin kaybedeceğini düşündüğü seçimleri kazandıktan sonra hem içeride hem de dışarıda yükseliyor. Vilnius’ta, Türkiye’nin F-16 savaş uçakları satacağına dair Amerikan garantisi, Batı ile olumlu ticaret anlaşmaları ve Brüksel’den Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım hedefine ilişkin müzakereleri yeniden başlatma sözü karşılığında, İsveç’in engellediği NATO’ya katılımının yolunu açtı. Erdoğan ayrıca Rusya’ya meydan okuduğu ve Azak taburunun komutanlarına geçen yıl Ankara’nın Kiev ile Moskova arasında imzaladığı esir takası anlaşmasının bir parçası olarak Türkiye’deki savaşı bekleyeceklerine söz verdikten sonra Ukrayna’ya dönmelerine izin verdiği için Batı’dan övgü aldı. Son günlerde, iki ülkenin yıllardır ilk ortak deniz operasyonuna katılmasıyla, Yunanistan ile yıllardır süren bir çekişmenin ardından gerilimi hafifletti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir