Muhalif bir yargıç, 1990'larda Türkiye'deki siyasi cinayet davalarındaki beraatlere işaret ediyor

0
Muhalif bir yargıç, 1990'larda Türkiye'deki siyasi cinayet davalarındaki beraatlere işaret ediyor

Ankara'daki mahkeme Beraat etti Aralarında eski içişleri bakanı Mehmet Ağar, eski özel harekât şefi İbrahim Şahin ve emekli istihbaratçı Korkut Ekin'in de bulunduğu 18 sanık, 1990'lı yıllardaki 19 faili meçhul siyasi cinayetle ilgili davada yer alıyor. Türkiye'de insan hakları ve adalet açısından sonuçları yakından takip edilen dava, geçtiğimiz günlerde muhalif bir hakim dışında oy birliğiyle kararla sonuçlandı.

Muhalif yargıç uzun bir çürütme yayınlıyor

Yargıç Ayhan Altun, davanın önemini ve tarihsel bağlamını vurgulayan, 1990'larda devlet, mafya ve milliyetçi militanlar arasındaki derin bağları açığa çıkaran kötü şöhretli Susurluk skandalına göndermeler içeren 160 sayfalık uzun bir muhalefet şerhi yayınladı. Altun'un muhalefeti, bu dönemde Kürt meselesinin sistematik bir şekilde bastırılmasına ve devletin Kürt hareketine karşı uyguladığı tartışmalı taktiklere dikkat çekti.

Kararın arka planı ve ayrıntıları

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi ilk başta sanıkları beraat ettirmişti ancak karar temyiz üzerine bozuldu. Yeniden yargılamanın ardından ilk derece mahkemesi sanıkları yeniden beraat ettirdi. Bu karar Ankara Bölge Mahkemesi'nin temyizinde de onandı. Mahkeme, başta Behçet Cantürk ve Abdülmecid Baskın cinayetleri olmak üzere bazı cinayetlerde zaman aşımı olmasına rağmen geri kalan davalarda beraat kararının haklı olduğuna hükmetti.

En belirgin karşıt görüşler

Hakim Altun, muhalif şerhinde beraat kararını eleştirdi, Susurluk skandalına benzetti ve 1990'lı yıllarda Kürt sorununa silahlı çözümlerin hakim olduğuna dikkat çekti. Sanıklardan bazılarının “terörle mücadele” kisvesi altında Türkiye'deki Kürt vatandaşlarının yasa dışı infazlarını desteklemek üzere örgütlendiğini kanıtlayacak yeterli kanıt bulunduğunu söyledi.

Yani Alton yönlendirilmiş Zaman aşımı meselesi, yasal formalitelerin devlet destekli siyasi cinayetlere yönelik ahlaki ve hukuki sorumluluğu geçersiz kılmaması gerektiğine dikkat çekiyor.

Zaman aşımı süresinin sonuçları

Muhalif görüş aynı zamanda siyasi cinayetlere zaman aşımı uygulamasının etik sonuçlarıyla ilgili kaygıları da gündeme getirerek, yargının, devletin karıştığı suçlarda bu tür sınırlamaların adaleti zayıflatmasını önleyecek şekilde yasaları yorumlama becerisine sahip olduğunu öne sürdü.

Bu karar, kamuoyunda hesap verebilirlik ve 1990'ların Türk siyaseti ve toplumu üzerindeki uzun gölgesi konusunda karışık duygulara yol açarak, Türkiye'nin en tartışmalı dönemlerinden birinin bir bölümünü sonlandırıyor.

Ayrıntılı ve hukuki açıdan sağlam bir muhalefet şerhi, dava Yargıtay'a (Yargitay) taşındığında önemli bir belge görevi görecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir