Kütahya’da Yıkılan Surp Toros Kilisesi

0

Türkiye’de Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve Yahudiler için dini ve kültürel önemi olan kilise ve yerlerin şahıslar verilmesi ve sonunda yıkılması nadir değildir.

Genellikle Türk devletinin politikasının sonucudur. Devlet, bu sitelerin sukukun sahibi olan kişi veya kuruluşlar tarafından restorasyonunu yasaklar. “Duvara bir çivi bile çakamazsınız, çünkü burası Ulusal Eski Eserler Konseyi’ne kayıtlı” denildi.

Aynı zamanda çünkü Biz Eski Eserler Konseyi’ne bakanlık düzeyinde kaydedin, Bize “Biz değildik. Mülkü koruyorduk; onu korumayan mal sahibiydi” dendi.

Elbette tarihi eser olarak tescillenmiş ve devletin sözde koruması altında olan bir sitenin ilk etapta Eski Eserler Konseyi’ne kültürel miras olarak verildiğini kimse sormuyor.

Bu politika neticesinde Gomidas’ın doğum yeri olan Kütahya’daki Sorb Toros Kilisesi toprakla aynı seviyeye getirildi.

Bu slayt gösterisi JavaScript gerektirir.

2015 yılında Ermeni cemaati kilise binasını restore etme girişiminde bulundu. Bina yıllar içinde sinema ve düğün salonu olarak kullanılmıştır.

Topluluk, binayı en azından bir kültür merkezi olarak yenilemeyi ummuştu.

Ama bu olmadı.

Yıkım haberi Kütahya’daki bir arkadaştan geldi.

Kilisenin Kütahya’daki Kültür Bakanlığı Bölgesel Koruma Kurulu’na kaydı 27 Ağustos 2019’da onaylansa da sürecin tamamlanıp tamamlanmadığı belirsizliğini koruyor. Ancak kiliseyi inşa etme tapusunu elinde bulunduranın, yıkmak için belediyeden gerekli izinleri aldığını biliyoruz.

Kapılar ve çevre duvarlar dışında görülecek hiçbir şey kalmadı.

Toynak, aziz, sinema

Archhaj Albwedjian kitabında yazdı Hoshamdian Godinaharu (Ermeni Kütahya Anıtı, 1961) Surp Toros Kilisesi’nin Sultan Murad döneminde inşa edilmiş olabileceği. Kilise 1603 yılında Selali isyanları sırasında yanmasına rağmen kısa süre sonra yeniden inşa edildi.

Alboidjian, kilisenin Aziz Torus’un atına ait olduğuna inanılan bir toynak taşına sahip olduğunun bilindiğini yazar. Alboidjian, Türk kadınlarının bu taşın üzerine oturacağını, din görevlilerinin ise İncil’den bir dua okuyacağını çünkü bunun kendilerine daha iyi sağlık sağlayacağına inandıklarını belirtti.

Binanın şu anki sahibi Hakan Değirmençioğlu, dedesinin buraya “miras” bıraktığını söyledi. Binanın 1951’de dedesi tarafından inşa edildiğine inandığını söyledi.

Kilise hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Ya da bilmek istemediğini söyleyebiliriz.

Değirmencioğlu, “Saray Sinemaları [what the church had been converted to] İlk sinema 1951 yılında Değirmencioğlu ailesi tarafından Kütahya’da yapılmıştır. Dede.”

Kilise 2000 yılına kadar sinema olarak kullanıldı.

Daha sonra kafeterya ve nikah salonu olarak işletildi.

Geçtiğimiz yedi ila sekiz yıldır boş, terk edilmiş ve harap durumda.

Değirmencioğlu, “Yıllardır verilen mücadele neticesinde Ocak 2021’de yıkıldı. Saray sineması Kütahya tarihinde yerini aldı. İçinde yaşayacaksın [people’s] Anılar. “

Değirmencioğlu, bu kilisenin tarihini silmek için mücadele mi istiyordu?

Sonunda geri dönmemi istedi.

Dedi ki: Yakılan kişisel eşyalar ve kötü bir durumdu. Biz de onu yok ettik. “

Kültür Bakanlığı’nın burayı kültürel miras alanı olarak belirleme kararını sordum.

Revize edildiğini söyledi.

Yeni revize edilmiş versiyonu istedim.

Sahibi olmadığını söyledi.

Ya belediye ya da o durumdan faydalandı ve bu kiliseyi yıktı.

Bu yapıldıktan sonra kimsenin yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı.

Yazıklar olsun sana Kütahya.

Bu slayt gösterisi JavaScript gerektirir.

Aris Nalcı (1980 doğumlu) İstanbul ve Brüksel’de yaşıyor. 2011 yılına kadar Ermeni-Türk gazetesi Agos’ta yazar ve ardından editör olarak çalıştı. Makaleleri Türkiye’de birçok önemli gazete ve dergide yayınlandı. Halen Radikal gazetesinde yazıyor ve IMC’de (International Media TV) Media Analysis TV Show Sunucusu olarak çalışıyor. Aynı zamanda Türkiye’deki azınlıklarla ilgili bir gösteri olan GAMURÇ’u da yapıyor.

sembol resmi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir